Перевод: с турецкого на русский

с русского на турецкий

hayat vermek

  • 1 hayat

    жи́знь (ж)
    * * *
    I

    hayata atılmak — вступи́ть в жизнь

    hayatını borçlu olmak — быть кому-л. обя́занным [свое́й] жи́знью

    hayatını kazanmak — зараба́тывать [себе́] на жизнь

    hayatı kaydı — жизнь дала́ тре́щину, жизнь пошла́ под отко́с

    hayatını koymak — отда́ть жизнь за кого-что

    hayata küsmek — потеря́ть интере́с к жи́зни, опосты́леть (о жизни)

    hayatta olmak — жить, существова́ть

    babası hayatta mı? — его́ оте́ц жив?

    hayat vermek — вдохну́ть жизнь

    hayatın baharı — мо́лодость

    hayata gözlerini yummak / kapamak — умере́ть, сконча́ться

    II
    1) нару́жная галере́я до́ма
    2) двор пе́ред до́мом

    Türkçe-rusça sözlük > hayat

  • 2 kırık

    (-ğı)
    1.
    прям., перен. разби́тый, сло́манный, разру́шенный

    kırık çizgi или kırık hat — ло́маная ли́ния

    kırık hayat — разби́тая жизнь

    kırık ışınфиз. преломлённый луч

    2.
    1) оско́лок

    cam kırıkı — оско́лок стекла́

    2) перело́м

    kırık tahtası — лубо́к (для сломанной ноги, руки)

    3) поврежде́ние
    4) дроблёное зерно́; крупа́

    buğday kırıkı — пшени́чная крупа́

    taş kırıkı — ка́менная кро́шка

    5) геол. сброс; разло́м, сдвиг
    6) (тж. kırık not, kırık numara) плоха́я оце́нка

    kırık (numara) almak — получи́ть плоху́ю отме́тку

    kırık vermek — ста́вить плоху́ю оце́нку

    kırık dökük — а) разру́шенный, развали́вшийся, ве́тхий; б) бессвя́зный (о речи); ло́маный (о языке); в) оста́тки (чего-л.); г) хлам, старьё

    kırık dökük bir kanepe — ве́тхий дива́н

    kırık dökük bir ifade — бессвя́зное выраже́ние

    Büyük Türk-Rus Sözlük > kırık

См. также в других словарях:

  • hayat vermek — (bir şeye) canlılık vermek, canlandırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hayat — 1. is., hlk., Ar. ḥiyāṭ 1) Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa 2) Avlu 3) Balkon 4) Sundurma 2. is., Ar. ḥayāt 1) Canlı, sağ olma durumu 2) Yaşam Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım. H. F …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • VAKF-I HAYAT — Hayatını vakfetme. * Ömrünü tamamen din hizmetine vermek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İB'AS — Yeniden yaratmak, göndermek. Hayat vermek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ders — is., Ar. ders 1) Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi Mektepten kaçmıyor, bazı derslerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu. S. F. Abasıyanık 2) Bu bilgi aktarımı için ayrılan süre Dersin bitmesine beş dakika var. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mücadele — is., Ar. mucādele 1) Birbirlerine isteklerini kabul ettirmek için iki taraf arasında yapılan zorlu çalışma, savaş 2) Herhangi bir amaca erişmek, bir kuvvete karşı koyabilmek için bir kişi veya topluluğun güçlü, sürekli çabası, savaşım Bu İslam… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaşatmak — i 1) Yaşamasını sağlamak veya yaşamasına imkân vermek Mükrimin Hoca, İslam tarihini sade öğretmez, yaşatırdı. H. Taner 2) mec. Daha iyi ve zengin bir hayat sürmesini sağlamak O karısını yaşatıyor. 3) nsz, mec. Keyiflendirmek, mutlu etmek ...… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»